Stalin Den Sonra Kim Başkan Oldu ?

Ozkula

Global Mod
Global Mod
Katılım
18 Kas 2023
Mesajlar
191
Puanları
0
Stalin'den Sonra Kim Başkan Oldu?

Joseph Stalin, Sovyetler Birliği'nin lideri olarak uzun bir dönem boyunca ülkeyi yönetmiş ve 1953'te ölümünden sonra büyük bir güç boşluğu yaratmıştır. Stalin'in ölümü, Sovyetler Birliği'ndeki politik yapıyı önemli ölçüde etkilemiş ve bu dönemde liderlik mücadelesi başlamıştır. Stalin'den sonra, Sovyetler Birliği'nin başkanlık görevini üstlenecek olan kişi, Nikita Kruşçev'dir.

Nikita Kruşçev Kimdir?

Nikita Sergeyeviç Kruşçev, 1953'ten 1964 yılına kadar Sovyetler Birliği'nin liderliğini yapmıştır. Stalin'in ölümünden sonra, ilk başta kollektiv liderlik anlayışı benimsenmiş, ancak zamanla Kruşçev, partinin genel sekreteri olarak öne çıkmıştır. Kruşçev, Stalin'in baskıcı politikalarına karşı çıkarak, “Sosyalizm ve İnsani Değerler” konusunu ön plana çıkarmış ve bu kapsamda bazı reformlar gerçekleştirmiştir. Kruşçev döneminde, Sovyetler Birliği’nde “Sovyet Sosyalizmi” anlayışının yanı sıra, kapitalist ülkelerle ilişkilerde daha esnek bir yaklaşım benimsenmiştir.

Kruşçev Dönemi Reformları

Kruşçev, iktidara geldiği dönemde, tarım ve sanayi alanında önemli reformlar yapmıştır. Tarımda kolektifleştirme uygulamalarını azaltmış ve köylülerin bireysel olarak toprak sahibi olmalarını teşvik etmiştir. Bunun yanı sıra, sanayinin modernizasyonu için büyük yatırımlar gerçekleştirilmiş ve bu dönemde uzay yarışında da önemli adımlar atılmıştır. 1957'de Sovyetler Birliği, Sputnik 1'i uzaya göndermiştir. Bu, uzay çağının başlangıcını simgelemekteydi.

Kruşçev'in Dış Politikası

Kruşçev’in dış politikası, Soğuk Savaş döneminde ABD ile gergin ilişkileri içeriyordu. Berlin Krizi (1961) ve Küba Füze Krizi (1962) gibi olaylar, Kruşçev'in liderliği döneminde gerçekleşmiştir. Bu krizler, dünya genelinde büyük bir endişeye yol açmış ve nükleer silahlanma yarışı hız kazanmıştır. Ancak Kruşçev, bu krizleri yönetme konusunda daha diplomatik bir yaklaşım benimsemiş, sonuçta her iki taraf arasında diyalog kanallarını açık tutmayı başarmıştır.

Kruşçev'in Düşüşü

Kruşçev, 1964 yılında partinin üst düzey yöneticileri tarafından görevden alınmıştır. Düşüşü, onun iç politikada yaşadığı zorluklar ve dış politikada yaşanan krizler sonucunda gerçekleşmiştir. Bu dönemde, partinin bazı üyeleri, Kruşçev’in liderlik tarzını ve reformlarını eleştirerek onun görevden alınmasına zemin hazırlamışlardır.

Kruşçev'den Sonra Kim Başkan Oldu?

Kruşçev’in görevden alınmasının ardından, Leonid Brejnev, Sovyetler Birliği'nin yeni lideri olmuştur. Brejnev, 1964'ten 1982 yılına kadar genel sekreterlik görevini yürütmüştür. Brejnev dönemi, Sovyetler Birliği’nde istikrar arayışının ön plana çıktığı bir dönemdir. Ancak bu dönem aynı zamanda ekonomik sorunların da yoğunlaştığı bir dönem olmuştur.

Brejnev Dönemi Özellikleri

Brejnev'in liderliğinde, Sovyetler Birliği'nde "Stagnasyon" olarak adlandırılan bir dönem yaşanmıştır. Ekonomi duraklama dönemine girmiş, sanayi ve tarımda verimlilik düşmüştür. Brejnev, dış politikada da daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsemiş, ABD ile olan ilişkilerde daha az gerginlik yaratmaya çalışmıştır. Ancak bu dönemde, Afganistan’a müdahale gibi önemli olaylar, Sovyetler Birliği'nin uluslararası alanda itibarını zedelemiştir.

Brejnev Sonrası Dönem

1982’de Brejnev’in ölümünün ardından, Yuri Andropov ve Konstantin Çernenko kısa süreli liderlikler yapmıştır. Bu dönem, Sovyetler Birliği’nde reform ihtiyacının giderek daha fazla hissedildiği bir süreç olmuştur. 1985'te Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin lideri olarak göreve başlamıştır. Gorbaçov, "glasnost" (açıklık) ve "perestroika" (yeniden yapılanma) politikaları ile ülkeyi modernize etmeye çalışmıştır.

Sonuç

Stalin'den sonra, Sovyetler Birliği’nin liderliği, çeşitli değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Nikita Kruşçev, Stalin'in mirasından bağımsız olarak yeni bir yön arayışına girmiş, daha sonra Leonid Brejnev gibi liderler, ülkede istikrar sağlamaya çalışmışlardır. Her bir liderin döneminde yaşanan olaylar, Sovyetler Birliği’nin uluslararası alandaki etkisini ve iç dinamiklerini büyük ölçüde şekillendirmiştir. Bu tarihsel süreç, sadece Sovyetler Birliği’nin değil, dünya siyasi tarihinin de önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
 
Üst